2015
05
Eki
Su, yaşamın devam etmesi için oksijen kadar elzem olan bir öğedir ve tüm canlıların temel beslenmesinin ayrılmaz bir bütünüdür. Vücudumuz, herhangi bir gıda almaksızın haftalarca canlılığını korumasına rağmen, ancak birkaç gün susuz kalabilir. Vücudumuzdaki su oranı yaş ve cinsiyet gibi koşullara bağlı oalrak %42 ve %75 arasında değişmekle birlikte yetişkin bir bireyin vücudundaki ortalama su oranı %59dur. Bedenimizin fonksiyonlarını tam anlamıyla yerine getirebilmesi, metabolizmamızın balansının korunması ve bir çok biyokimyasal reaksiyonun gerçekleşebilmesindeki en önemli rollerden biri suyundur.
Su;
- Yediğimiz besinlerin çözünüp sindirilmesinde ve emiliminin sağlanıp hücrelere taşınmasında,
- Vucut ısınını ayarlanmasında,
- Atık maddelerin boşaltımının yapılmasında,
- Vücudumuzdaki dokuların, organların, sindirim sistemi ve diğer tüm sistemlerin çalışmasında,
- Kan dolaşımının sağlanmasında,
- Eklem sıvısının kayganlığınının sağlanmasında,
- Her türlü kimyasal tepkime ve biyokimyasal olayların gerçekleşmesinde yardımcıdır.
Vücut işlevlerinin ve büyümenin devamlılığı için yeterli derecede su almak oldukça önemlidir. Yapılan çalışmalara göre yeterli miktarda su tüketmek;
- sindirim problemleri,
- soğuk algınlığı,
- toksinlerden temizlenme,
- idrar yolu enfeksiyonu,
- cilt sağlığı ve güzelliğinin korunması
- ideal kilo kontrolü için zayıflamaya yardımcı olması,
- cildin nem ve elastikiyetinin artmasını sağladığından selülit oluşumunun önlenmesinde yardımcı olduğu bilinmektedir.
Üşüdüğümüz zamanlarda ve aksine sıcaktan bunaldığımız nemli günlerde, vücudumuz olağan sıcaklığını muhafaza etmek için daha fazla suya ihtiyaç duyar. Yaz ayları yaklaşırken vücudun terleme yoluyla attığı sıvının yerine konulmasına oldukça dikkat etmeliyiz.
- 7-8 saat susuz kalmış bir bedene yapılması gereken en mühim şey sabahları ilk iş olarak su içmek olmalı.
- Tuvalete her gidişinizde kaybettiğiniz sıvıyı yerine koymak için
- Egzersizde kaybettiğimiz sıvıyı telafi etmek için,
- Hava ve deniz yolculuklarında basınç kaybını dengleemek ve pıhtı oluşumunu önlemek için bol bol su içmelisiniz.
- Susama hissi oluşmadan su tüketmeye dikkat etmelisiniz.
Her gün ne kadar su içmelisiniz?
Genel olarak önerilen miktar, vücuttaki oluşan zararlı ve toksik maddelerin atılımınu sağlamak ve vücuttaki sıvı dengesini koruyabilmek için yaklaşık 8-10 bardak (2.5 litre) su tüketilmesidir.
Genelde, vücudun sıvı ihtiyacı içecek, besin ve metabolizma olarak farklı kaynaklardan karşılanır. Besinlerin içindeki besin öğeleri yakılarak su oluşur.
Yediğimiz besinler ve içecekler yoluyla da vücudumuza su sağlarız. Örneğin sebze ve meyvelerin yaklaşık 85-% 90'ı , 1 su bardağı sütün %90'ı sudur. Gün içerisinde içtiğimiz çay, kahve, soda vb. içeceklerle ile de sıvı almaktayız. Ancak kafein içeren kahve, çay ve diğer içecekler sıvı ihtiyacını karşılasa da uygun su kaynakları olarak sayılmazlar. Örneğin kafein içeren kahve içildiğinde su alırsınız ancak diüretik etkisinden dolayı daha fazla idrar çıkışı yaparak daha fazla sıvı kaybedersiniz.
Sağlıklı ve güvenli su nedir?
Güvenilir su zararlı bakteriler, zehirli materyaller ve kimyasalları içermeyen sudur. Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış ticari amaçla satılan kaynak suları, içme suları ve doğal mineralli sularda üretim aşamaları kontrol altına alınmış ve Sağlık Bakanlığı denetimine tabii güvenli sulardır. Şehir şebeke suları da belediyelerce rutin olarak kontrol edilmekte, şehir suyunda bulunması muhtemel olan virüs, bakteri ve çeşitli patojenler çeşitli dezenfeksiyon yöntemleri ile ortadan kaldırılmaya çalışılmakta ve bu sular da güvenli hale getirilmektedir.
Kaynakça
- Su temini ve denetimi ile ilgili yasal düzenlemeler. T.C Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Gıda Güvenliği Daire Başkanlığı, Ankara, 2005.
- Oğur R, Güler Ç. 21. yüzyılda niçin klorlama?. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni: 3(8), 2004.
- World Health Organization. Guidlines for drinking water quality.2nd edition, Vol 1, Recommendations, 1993.
- Baysal A., Beslenme, Hatiboğlu Yayınevi. 9. Baskı, Ankara, 2002.